29 Kasım 2011 Salı

İntikam

"Saatlerce düşünüp bir karara varamayışımdan sonra ama dedim birden : Yarım kaşık şekerle limonlu bir çay içmeyi , şimdi yaptığım gibi herhangi bir yerde rahatsız edilmen oturup saatlerce fısıldayarak düşünmeyi , sevdiğim kitapları tekrar tekrar okumayı , sevdigim derslere calısmayı , okulda ders ve tenefüs aralarında ya da boş zamanlarda arkadaşlarımın anlattıklarına kulak misafiri olup bir kaç hikaye dinleyip bir kaç hikaye dinleyip bir kaç hikaye de anlatmayı severdim . Belki , diye düşündüm , geçmişten ve gelecekten 'intikam' almak hayallerimin ışığında hiçbir şey yapmamaktan geçiyordur ? Ben de yemekhanede sırası bir türlü gelmeyen talihsiz ve şakacı hasmım gibi yıllarca -yüz yıllarca değil - evlilik hayalleri kurar , ne bileyim melek -bu melek lafıda nereden çıktı yeni hayatı birakıyorum o.O - , evlenecegim kisi şöyle böyle olsun diye düşünürüm ... Hani intikam almaktan bahsediyoruz ya ... Bu muydu ? Bu muydu hiç bir şeyden korkmamak ? Óyle bir anlatıyorsun ki , demişti gözlerimin içine küçümseyerek ve telaşla bakarak , seni tanımasam ya bırak seni tanımayı ne birikimi ne fırsatı ? Çocukken yaptıgın şeyleri abartarak anlatma bana ! Iste böyle bir tepki aldım ve sustum . Çok sonra bir cumhuriyet , bir posta pulu , bir tükenebilen tükenmez kalem , bir kravatlı müsteşar havasına girdik : bu konuda ne eğitimi aldın bir yazın bir yorumun var mı neye güveniyorsun ? Hayal kurma ! .. Birisinin çıkıp ben de duydum bunları , hayır ben anladım bile , ben dinliyorum , konuşalım , aslında ben korkuyorum , ama bence ... Demenizi bekliyorum , hayır istiyorum , hayır istiyor ve bekliyorum ."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder