31 Ağustos 2015 Pazartesi

Matematik Bilmek - Gülay Göktürk

Matematik bilmek

Karneler arka arkaya geldi. Hayir, çocuklarin aldiklari karneden söz etmiyorum. Bu karneler Milli Egitim'in karnesi... Hatta toplumca hepimizin karnesi...
Vatan Gazetesi iki gün arka arkaya iki ayri seviye tespit sinavinin sonuçlarini açikladi. Birincisi Milli Egitim Bakanligin 47 ilde 4, 5, 6, 7 ve 8'inci siniflarda yaptirdigi ve 112 bin ögrenciyi kapsayan seviye sinavi. ikincisi ise uluslararasi bir kurulusun 38 ülkede 7, 8 ve 9. sinif ögrencileri arasinda gerçeklestirdigi sinav...
Her ikisinin sonucu da birbirinden beter. Her ikisinde de çocuklarimiz fena halde dökülmüsler. Özellikle de matematikten.
Bakanligin arastirmasi ilkögretim ögrencilerinin üçte ikisinin en temel matematik islemlerini yapamadiklarini ortaya koymus. Uluslararasi sinavda da bizim ögrenciler matematikte 38 ülke arasinda sondan 6'nci olmuslar.
Bu sonuçla Türkiye; Güney Afrika, Ürdün, iran, Endonezya, sili ve Fas'la birlikte "egitimde kalite düsük oldugu için gelecegi risk altinda olan ülkeler" grubunda yer almis.
Bu degerlendirmeyi en fazla kimin duymasini isterdim biliyor musunuz? Her firsatta övüne övüne "matematikten hiç anlamadiklarini" söyleyen ünlü yazarlarin, sanatçilarin...
Daha önce de yazmistim; birçok ünlü yazar, sinema oyuncusu ya da sanatçi, sik sik matematikten hiç anlamadiklarini, matematik derslerini kabus gibi hatirladiklarini ve paçayi zor kurtardiklarini anlatirlar. Matematik ve fen'in "kati ve ruhsuz" dünyasiyla taa çocukluklarindan beri yildizlarinin barisik olmadigini söylerken, aslinda "dogustan sanatçi ruhlu olduklarini" ima etmeye çalisirlar. 
Ben buna hep çok sasmisimdir.
"Ben matematikten anlamam" demek, "benim kafam pek çalismaz" demenin baska türlüsüdür. Matematikten anlamamak, sesin ya da kulagin pek iyi olmamasi ya da biraz sakar olmak gibi bir eksiklik degil; soyut kavramlarla düsünme, akil yürütme, analiz ve sentez yapma yetisinde ciddi bir zaaf demektir. 
Evet, insanlar esit degildir. Kimi güzel, kimi çirkin; kimi akilli, kimi daha az akillidir. Daha az akilli olmak elbette suç degildir. Ama, böyle bir zaaf tasiyan kisinin en azindan üstünü örtmeye çabalamasi gerekmez mi?
Peki "matematikten anlamak" neden bu kadar önemli? 
Çünkü matematik bize içinde yasadigimiz maddi ortamda var olmayani kurgulama, onunla düsünme, onunla spekülasyon yapma, kisacasi uzun soluklu hayaller kurma imkani verir. 
Matematik soyut düsünmeyi, dogru akil yürütmeyi, neden sonuç iliskilerini dogru kurmayi ögretir. Ve bütün bu yetenekler, sirket hesabini dogru tutmak için degil, hayat boyu sorun çözebilmek, dogru ve mantikli davranabilmek için gereklidir.
Matematikten anlamak, bir "a" durumundan "b" durumuna variyoruz diye, "a degil" durumundan "b degil" sonucuna varacagimizi sanmamaktir. Mesela, "Sevdigiyle evlenemeyenler mutsuz olur" önermesinden, "sevdigi insanla evlenenler mutlu olur" sonucunun çikmayacagini bilmektir. 
Matematikten anlamamak, "gerek sarfla "yeter sart" kavramlarini hiç tanimamak, dolayisiyla "politikaci dürüst olmalidir" gerek sartini "yeter sart" sanip, "kursagindan haram lokma geçmeyen" politikaciyi ideal politikaci ilan etmektir. 
Matematik, yalnizca ve yalnizca insanla var olan bir alemdir. Türümüzün yok olacagi gün bizimle birlikte yok olacak olan, yani tümüyle bize ait olan, yani kesfedilmeyip icat edilmislerin en yücesidir... '
Matematik aklin en sasmaz kanitidir. 
Çünkü akil; gözün görmedigini, elin tutmadigini, dogrudan algilanamayani, çünkü ol 
mayani kavramaktir. Ona, elin tutup gözün 
gördügünden daha derin bir güvenle sarilmaktir ve bu yalnizca insan türüne özgü bir
seydir. 
Matematik bilmekle bilmemek arasindaki fark, onun çok boyutlu zengin dünyasinda, eksi sonsuzla arti sonsuz arasindaki o muhtesem boslukta uçarcasina gezinmekle, bakkal hesabiyla sinirli bir dünyada sürünerek yasamak arasindaki farktir.
Çocuklari matematik bilmeyen bir toplumun gelecegini riskli kilan da iste bu farktir

GÜLAY GÖKTÜRK