20 Nisan 2014 Pazar

Analitik Düşünme Yeteneği


Türk eğitim sistemi, merak eden, sorgulayan, aldığı yanıtların doğru olup olmadığı ya da kesin olup olmadığı üzerinde duran, aldığı yanıtla tatmin olmayınca araştıran insanlar yetiştirmeye yönelik olarak kurgulanmış bir eğitim sistemi değil. En baştan sorgulanması doğru olmayan alanlar belirleniyor ve daha küçücük yaştayken bunlar çocuğun beynine işleniyor ve o zaman da merak etme, araştırma, aldığı yanıtla tatmin olmayıp derinleşme gibi yetenekler kısıtlanmış oluyor. Kısıtladıklarımız analitik düşünmenin başlangıç noktaları. Nedenler, niçinler, nasıllar, neden - sonuç ilişkileri kurulamayınca kabuller, ön yargılar, büyüklerin dedikleri doğrudur yaklaşımları, söz uçar yazı kalır deyişleri ön plana çıkıyor. Öyle olunca da toplum sürekli kendini tekrarlayan dogmaların esiri oluyor.
Avrupa’yı ortaçağda bir karabasan gibi saran bu dogmatik yaklaşım tarzı sonunda cadılık gibi saçma sapan bir saplantıyı toplumsal bir teori düzeyine kadar taşımıştı. Avrupa’nın bu beladan bu saplantılardan kurtulması dinde reformun getirdiği aydınlanma çağıyla oldu. Oysa ortadoğu, tam tersine başlangıçta bilime yönelik bir yapı taşırken iş fizik bilimlerden sosyal bilimlere dönmeye başlayınca analitik yaklaşımı terk ederek kabuller yaklaşımına döndü. Ortadoğuda bu yapıdan çıkışa yönelik ilk ve tek adım Mustafa Kemal Atatürk hareketidir. Onun da tamamlanamadığı bugünlerde çok daha net bir biçimde görülebiliyor.

Analiz yapamayan insanlar senteze de varamazlar. Yani bütünü göremezler. Hep bölük pörçük parçaları görür ama resmi bir türlü bütünleyemezler.

Analitik düşünceye nasıl ulaşılır? Asıl konumuz bu sorunun yanıtını verebilmek. Çoğu insan matematik çalışmanın analitik düşünme yeteneği kazandırdığı düşüncesindedir. Eğer bu görüş doğru olsaydı bizim insanlarımızın analitik düşünce yapısına sahip olması gerekirdi. Çünkü bizim çocuklarımıza üniversite giriş sınavları da hedef alınarak en çok matematik ve fen bilimleri öğretiliyor. Okullarda, kurslarda, dershanelerde hep bu derslere ağırlık veriliyor. Ama sonuçta Çinlilerin birinci olduğu analitik matematik yarışmasında bizim çocuklar sondan ikinci oluyorlar. Çünkü uluslararası sınavlarda ezber dışı sorular soruluyor. Formülü yazmak yetmiyor, oradaki filanca harfin ne anlam taşıdığını da yanıtlamak gerekiyor. Bizimkiler formülü herkesten önce yazsa da harfin anlamı konusunda takılıp kalıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder