25 Temmuz 2011 Pazartesi

Farklı Açılardan Bir Tavşan

  Bir adam.. Yalnız , salak , umursanmayan , ihtiyar bir adam -değişiklik olsun diye mi ne- tavşan beslemeye karar verdi . Tavşanlara bir kümes hazırladı , tavşanların güvende olmasını sağladı .kümeste ve güvende..

  Büyük bir adam -apaçilerin deyimiyle- koyuncu bir tipti . tavşanları beslemekle , kümesle felen uğraşmadı . ama tavşanlara şefkat gösterdi . onları kucağında sevdi yahu bu adam ! tavşan ise onun koluna işedi . komik değil biliyorum ama böyle oldu.

  Daha büyük bir adam tavşanlardan korktu . tamam tavşanlar minik , sevimli , renkli renkli canlılardı . ama bu adam onlardan korktu . korkmasının sebepleri ise ; onların dişleri , tırnakları ve öğrenilecek bilinmezlikleri olmasıydı . ve bu adam onlardan para kazanmanın yolunu buldu . işte burada işler biraz karışıyor . bu adam hangi tarafta ? ben de bunu öğrenmeye çalışıyorum . ben bu adama kısaca 'kim' diyorum.

  İçlerindeki en büyük adam ilk önce diğerleri gibi hareket etti. tavşanları besledi , onları korudu , onları kucağında sevdi . bir tek 'kim' gibi tavşanlardan korkmadı . çünkü ona göre tavşanların da söylemek isteyeceği şeyler vardı ama konuşamadıkları için söyleyemiyorlardı . biraz daha yaşayınca , biraz daha düşününce , biraz daha insanlaşınca tavşanlarda görmek istediği şeyin izini buldu . ''pembe bir tavşan olsa kümeslerden uzakta , konuşabilseydi düşünebilseydi [?] neler olurdu'' diyerek ilk adımı atmıştı bile . kümesten bir tavşanı kucağına aldı . tavşan gülümsedi hayalinde :

''ama buradakilerden çıkar mı anlayan ? iskelet sırıtışlı pembe tavşanın sıkılacağını kendi tacından , AYIL ! '

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder